Hayaller ve Yollar

1921 Aralık ayının ilk günlerinde Nice hastanesinden bir mektup aldım. Gırtlağını kesen bir zavallının üzerinde bulmuşlardı. Kurtulma umudu çok zayıftı. Mektubu okur okumaz, bir dâhinin çırpınışlarıyla karşı karşıya olduğumu anladım. Çayırlar üzerinde esen kavurucu bir alevi andırıyordu. Mektup, Balkanlar’ın Gorki’sine ait bir iç dökmeydi. İntihara kalkışan kişi kurtulmuştu. Onu tanımak istedim. Mektuplaşmaya başladık ve dost olduk. Adı İstrati idi. 1884’te Braila’da kaçakçı bir Yunanlı babayla, ömür boyu saçını süpürge etmiş bir Rumen köylü anadan dünyaya gelmişti. (…) O doğuştan bir hikâyeciydi. Kendi anlattıklarıyla heyecanlanan doğulu bir hikâyeci…
Romain Rolland

“Evden ilk ayrılışta, hıçkıra hıçkıra ağlayan bir ananın hazırladığı bavulda anlatılmaz acılar varmış; bütün bir mahalle halkı, arkasından ciyak ciyak; “Amanın dostlar, bu oğlan serserinin birine uydu,” diye bağırırken, iyi yetişmiş bu çocuğun yüreciği kan ağlarmış; onların serseri dedikleri insan, yukarıdaki lâfları duyduktan sonra, belki de bir daha dönmemecesine gittiği zaman körpecik bir delikanlının dizgin tanımaz ruhunda kupkuru bir çöl bırakırmış… Kimin umurunda ki?”

Hayaller ve Yollar