Beni Unutma Rusyam “Asırlık Sürgün”

 

 

“(…) Biraz paramız kalmıştı. Bir adam yanımıza geldi. Sizi otele götüreyim dedi. Mecburduk, çare yoktu kabul ettik. Sirkeci’de bir otel. O yılların otellerini siz düşünün. Bir odada üç yatak, banyo yok, lavabo koridorda, tuvaleti kaldığımız kattaki herkes kullanıyor. Alışkanlıklar değişik. Gece üzerimde bir şeyler zıplıyordu. “Mama yardım et!” diye haykırdığımı hatırlıyorum.”

Çarlık Rusya’nın sonunu getiren Ekim Devrimi’yle ilgili bugüne kadar Türkiye ve dünyada pek çok kitap yayımlandı. Biz bu kitapta devrimin zorlu yanlarını mercek altına alıyoruz. Bunun için birinci elden tanıklıklara başvuruyoruz.

Devrim öncesinde Kars henüz Rus Çarlığı’nın eyaletiyken tarihi şehre yerleşen Beyaz Ordu mensuplarıyla, devrimin hemen ardından hayatlarını kurtarmak için başka ülkelere kaçmayı başarabilen asillerin ve Beyaz Ordu mensuplarının zorlu yaşamlarına odaklanıyoruz.

Yaşanan devrimin ardından Beyaz Ruslar dünyanın dört bir yanına dağıldı. Pek çoğunun ilk durağı Türkiye oldu. 200 bine yakın Beyaz Rus zorlu şartlar altında gemilerle İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına vardılar. Gemiler Çarlık Rusya’nın asillerini taşıyordu. Kader yolcuları ancak haftalar sonra karaya inmeyi başarabildi. Denizin ortasında öylece kalakaldılar. Bazıları zorlu şartlar altında bilinçlerini yitirdi, bazılarıysa intihar etti.

Türkiye’ye gelen yüz binlerce Beyaz Rus’tan bugün geriye sadece on kişi kaldı. Geçmişe tutunmaya çalıştıkları tek manevi varlıkları Karaköy’deki üç kiliseydi. Artık onları da yitirmek üzereler. Beyaz Ruslar aramızdalar fakat artık varla yok arasında bir yerdeler.

Beni Unutma Rusyam “Asırlık Sürgün”